Dijital ortam ve interneti doğru anlıyor muyuz?



Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Eren: - "Gerçek hayatta reşit olma çağı 18 ama digital ortamda reşit olma yaşı 13. Bunu kimse bilmez. 13 yaşından sonra yaptığınız her şeyden sorumlusunuz".

Abant İzzet Baysal Üniversitesinde (AİBÜ) Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunca düzenlenen KYK Akademi Buluşmaları kapsamında ,"Dijital Çağın Kodları "konulu konferans düzenlendi.

AİBÜ'nün Gölköy yerleşkesinde bulunan kültür merkezinde gerçekleşen konferansa konuşması olarak katılan Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Bilal Eren, gençlere, "Tekno-medyatik dünya" konusunda bilgiler verdi.

Eren, KYK yurtlarında kalan öğrencilere, "Dijital dünyada doğru bilgiye ulaşmak, dijital dünyada bilgi ahlakı, dijital dünyanın oluşturduğu sanal gerçeklikler, dijital dünyada gençlere yönelik kurulan tuzaklar ve dijital dünya hayatımızın ne kadarında olmalı?" konularını anlattı.

Konferans öncesinde AA muhabirine açıklama yapan Eren, AİBÜ öğrencileri ile internet ve sosyolojisini konuşacaklarını belirterek, "Bu çağı anlamamız lazım. Hayatımızın her alanında var. Akıllı telefonlar vücudumuzun uzvu gibi yanınızda. Sabah kalkar kalkmaz ona bakıyorsunuz. Eşinizle dostunuzla otururken ilk onunla temasa geçiyorsunuz. Hayatımızın her alanını etkilemiş durumda. Siyasetten spora, kültürden ekonomiye kadar her yerde. Bunu anlamaya yönelik bir çalışma yapıyoruz." diye konuştu.

"Dijital ortam ve interneti doğru anlıyor muyuz? Bunun farkında mıyız?" diyen Eren, şunları kaydetti:

"Dijital çağı doğru kullandığımız zamanlar da var. Kullanmadığımız zamanlar da var. Ama bu büyük çapta bilmemezlikten kaynaklanıyor. Yani burada yaşadığımız hayatı kuralları bize ne getireceğini ve götüreceğini bilmiyoruz. Farkında değiliz. Gerçek hayatta reşit olma çağı 18 ama digital ortamda reşit olma yaşı 13. Bunu kimse bilmez. 13 yaşından sonra yaptığınız her şeyden sorumlusunuz. Hiç kimse bunun farkında değil. Bunun farkındalığını bilirsek, ona göre gerçek hayatta nasıl önlemler alıyorsak, hayatınızda bazı kurallar varsa, ilişkilerimizi yönetiyorsak, tanımadığımız birisine durup dururken cep telefonumuzu vermiyorsak, onunla bazı kurallar çerçevesi içinde konuşuyorsak, iletişim kuruyorsak, iş yapıyorsak, dijitalde de yani internetteki yaşantımızda da bazı kurallar var. Onları bilmemiz lazım. Mutlaka bunu öğrenmemiz lazım."

Eren, çocuklarının internet ve dijital ortamdaki hareketlerini kontrol etmek isteten ebeveynlerin de artık dijital ortamı kullanmaya başladığını ifade ederek, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Ebeveynlerin yapabilecekleri var, interneti kullanan gençlerin yapacakları var. Ebeveynler de çocukları orada (internette) diye oraya göç ediyorlar ve onları kullanmaya çalışıyorlar. İlk önce mutlaka dijital farkındalık, yani dijital okuryazarlık dediğimiz bir şey var. Bazı temel şeyleri bilmemiz lazım. Bunun için de bireysel olarak yapacağımız şeyler var. Bir de kamunun, devletin yapabileceği şeyler var. Bunda adım adım ilerliyoruz. Ama daha yapacağımız çok şey var."